11 Mart 2013 Pazartesi

Aydın Erdoğan’ın TRT’ye cevabı!!!!

Sayın …,
Radyo-3 yayınlarının yurt genelinde kısıtlanması konusunda kurumunuz “Aktif Hat” e-posta adresine yazmış olduğum yazıya tarafınızca “Bazı Radyo-3 vericilerinin başka kanallara dönüştürülmek zorunda kalınması” yönünde bir açıklama ile cevap verilmiş olmasını üzüntü ve kaygıyla karşıladığımı belirtmek isterim.
Okuma şansı elde ettiğim başka başvuru sahiplerine gelen yanıtlarınızdan da anladığım kadarı ile konu hakkında gelen tüm talep veya şikayetlere aynı matbuu yazı ile cevap veriliyor. Dolayısı ile şahsınızın tek tek gelen mesajları okumadığınızı düşünüyorum. Aktif hatta yazan kişilere teşekkür ederek başlayan yanıtınızın aslında bir şekil şartını yerine getirme çabasının ötesinde bir kaygısının bulunmadığı, yani kısacası gelen talep ve şikayetleri çok da önemsemediğiniz anlaşılıyor. Kaldı ki, matbuu yazınızın genel olarak mantığını ve kendi içinde çelişen cümlelerini de konuya gösterilen özenin yani özensizliğin bir göstergesi olarak algılıyorum.
Zaten bir “kamu yayın kurumu kimliği” olan ve bugüne dek vergilerimizle var ettiğimiz TRT’nin bu varlık sebebini her nedense yok sayarak sorgulamış olduğunuz ve böyle olduğu “düşüncesi” ile karar vermiş olduğunuz anlaşılıyor. Bu zaten asli vazifesi kamu yayıncılığı olan TRT için sanki bizler adına bir lütufmuş gibi yansıttığınız “düşünceniz”de de samimi olunmadığı ve bu tespite rağmen yayınların yaygınlaştırılması yönünde değil de, “büyük metropoller ve sahil kesimindeki turistik bölgeler” ile kısıtlı kalacak şekilde daraltıldığını belirtiyorsunuz. Ne için? “Çok az dinleyicisi bulunması ve maddi geri dönüşünün olmaması” nedeniyle mi? Sanırım sebep bu değil zira bunu yukarıda belirttiğiniz “düşünceniz” ile bertaraf etmiş durumdasınız. Şayet “özel radyo kanalı” olsaydınız, gerekçe bu olabilirdi, ancak varlık sebebi “kamu yayıncılığı” olan bir kurumun kendi yayınını “az kişi tarafından dinleniyor” gerekçesi ile askıya alması pek de mantıklı değil, öyle değil mi sayın Öner. Kaldı ki bunun için elinizde ne tür bir veri var çok merak ediyorum? Dahası, hangi ölçüt bir yayının dinleyici kitlesini niceliksel olarak geçersiz kılabilir? Kamu adına gerçekleştirilen bir tasarruf sayısal çokluk varsa mı yapılmalıdır? Dolayısı ile azınlıkta kalan bir kitle için azınlıkta olmaları sebep gösterilerek her tür özgürlükleri kısıtlanabilir mi?Tam tersine yayınları çoğaltarak azınlık olarak nitelenen sayıyı artırma çabası içinde olunması gerekmiyor mu? Önerdiğiniz “internet, uydu veya iphone ve ipad cihazlarına yönelik mobil yayınlar”ın TRT’nin mevcut radyo yayınlarının yerine geçebilecek bir uygulama olmadığının herhalde siz de bizim kadar farkındasınızdır. Peki ne diye böyle bir öneri yapılıyor? Bu da bir şekil şartı mı? Yani dostlar alışverişte görsün diye yapılan bir şey mi? Ya da bu konudaki uygulamalardan sonuç çıkartamayacak denli akıl eksikliğimiz olduğu mu düşünülüyor?
Asıl gerçekleştirilmek istenen uygulamanın insanlarımızın kulağını, beynini ve ufkunu evrensel değerlere ve zenginliklere kapatmak, çağdaş ve evrensel müzik adına eğitici bir araç, bir zenginlik kaynağı olan Radyo-3 yayınlarının susturulması olduğunu düşünüyorum, her ne kadar aksi iddia edilse dahi. Zira TRT’nin gerek TV yayınlarından gerekse de radyo yayınlarından ayıklanmaya çalışılan programlara ve uygulamalara bakıldığında durum tüm çıplaklığı ile karşımıza çıkıyor. Atılan her adım dönüştürülmeye çalışılan toplumsal değerlerimizin ve bu yöndeki çabanın bir parçası aslında, öyle değil mi? İnsana ağır gelen şey, bunlara rağmen, yani ideolojik dayatmanın gün gibi aşikar olmasına rağmen, bunları anlamıyormuşçasına muamele görmek. Ne adına? Çoğulculuk ya da çoğunluk adına, yani demokrasi ve insan haklarının sayıların gücüne yenik düşmesi pahasına.
Herşeye rağmen, gelecek adına çaba harcamak gerektiğini unutmadığımı bilmenizi isterim. Bunun simgelerinden birisinin müzik olması da bana son derece önemli ve anlamlı geliyor. Umarım siz de başında bulunduğunuz birimin ve sahip olduğunuz sorumluluğun idraki ile aynı hassasiyeti gösterirsiniz.
Saygılarımla.
Aydın Erdoğan